Deli işidir manyaklıktır diye başlar aslında bu yazı (!). Ama önceliklerimi lisede olan ve ÖSS ya da adı her ne ise onunla tanışacaklara ve İTÜ'ye yeni katılan sevgili miniklerimize anlatmakla başlıyorum (çünkü Taşkışla neti bol bol ziyaret ettiklerini saptamış durumdayım).
Sınav stresinin ardından tercihlere gelinir ve belki de istediğiniz bölümde okumak için yeterli bir puana sahip değilsinizdir -hiç üzülmeyin İTÜ bunun için şahane bir yerdir-. Nasıl mı? Birlikte düşünelim. Üniversite tercihlerinin geldiği hafta diyelim ki 100 kişiye sorduk, sınavları iyi geçmedi diye, bölüm değiştirebilmek için, istemedikleri ya da akıllarında olmayan başka bölümler yazdılar ve neticede o bölümleri kazandılar ve İTÜ'lü oldular. 100 tanesi birden yarıştı kendi bölümlerinde ama içlerinden sadece ortalamaları yüksek olan 10 kişi mimarlık bölümüne geçti (yani bölüm değiştirdi), geri kalan 5 kişi de madem bölüm değiştirmiyorum daha manyakça bir şey yapmalıyım adı da Çap (çift anadal programı) olsun dediler ve ona başladılar. Kalan sağlar ise bir üniversiteye girdik mantığıyla bütün bu isteklerinden vazgeçtiler, hayatlarına devam etmekteler. Onlara da başarılar diliyorum.
Tabiî ki bunun öncesinde neler olduğunu da bilmek isteyenlere duyurulur. 1. sınıf başlar, siz ilk hevesle okula gelirsiniz sonra da notlarla kafayı yemek üzere yola koyulursunuz. Aldığınız bütün dersleri geçmelisiniz. Azim ve hırs denen arkadaşlarımızla da tanışmanız size oldukça yardımcı olur. Çünkü yılsonunda 2 dönemin ortalamasının 3 ve üzerinde olması gerekmektedir (tabiî ki bu geçmek istediğiniz bölüme ya da 2.anadala göre değişir). Bu da bir şekilde sıralamayla olur ÖSS'den farkı yoktur.
Hatırlıyorum da ben 1.sınıftayken bir derste hocamız peyzaj mimarlığı bölümünü (2002 yılında kurulmuş bir bölümdür Taşkışla da) gerçekten kaç kişi okumak istiyor diye sormuştu ya da buna benzer bir şekilde geldi soru. Sınıf zaten 24 kişi (ortalama), yaklaşık yarısı bölüm değiştirmek vazifesiyle gelmişti. Sanırım hocamız için de hayal kırıklığı yaratmış bir durumdur zira bizden sonra gelenlere bu soruyu sormadığını varsayıyorum cevaplardan sonra (O yılsonunda 6 kişi çap yapmaya başladı, bir kişi bölüm değiştirdi). Gerçi bölüm hakkında yanlış bilgilerle de gelmiş insanlar olabileceğini düşünüyorum, çünkü çoğumuz bölümlerimizi tercih ederken sistemin bize dayattığı bir şekilde, puanlarımıza göre bölüm seçme yoluna da gidiyoruz. Sonradan da mutsuz olmak ya da işte bazılarımız gibi geldiği bölümü sevmek gibi alışkanlıklar kazandığımız da oluyor.
Okulda ki her bölümden istediğiniz başka bir bölüme geçiş hakkı vardır tabiî ki ortalamanız bunun için yeterliyse ve sıralama da üst sıralara oturabilirseniz. Olaylar bu şekilde başlar okul açılmadan (1.sınıf sonrası) önce bölümler için başvurulur sonra da İTÜ'nün sayfasında açıklanır. Kabul edilenler bir çığlık atar o sırada anneler-babalar koltuklarını kabartırlar ve bütün emdiğiniz süt helal edilir ya da adı yazanlar listesi içinde yoksanız 'ay zaten çok da istemiyordum ben bölümümden memnundum iyi oldu' der geçersiniz, geçmek de gerekir (sağlık bu şakaya gelmez).
1. olay bölüm değiştirmektir (yatay geçiş). 1.sınıf sonunda o istemediğinizi düşündüğünüz bölümden, istediğiniz bölüme geçersiniz. Arkadaşlarınız ya da fakülteniz değişir zira bu durumda iseniz hemen kaynaşmak suretiyle yeni bölümdekilerle irtibatta olmak lazım. Ama sanmayın ki herkes de kollarını açmış bir şekilde sizi bekliyor çünkü rekabet bitmiş değildir ÖSS'den sonra. Bazıları düşünür 'biz o kadar çalıştık kazandık, bunlar da böyle yatay geçişle daha az puanlı bir bölümden bizim bölüme geçsin der' hiç aldırmayın sizde onların lise de çalıştığı kadar üniversite de hem de 1.sınıfta çalıştınız. Bundan sonrasında istediğiniz kadar rahatlayabilirsiniz, not ortalaması derdi sınırınız, gözetime girene kadardır. Her dönem istediğiniz dersi almak-almamak-kalmak-geçmek hakkınız vardır.
2. olay ise Çap yapmaya başlamaktır işte en manyakça şey buradadır. Geldiğiniz bölümü de seversiniz ya da sonradan alışmışsınızdır ama hırs ve azimle bir kere tanışmış olduğunuz için, üstüne de, başka bir bölüme de olan ilginiz kaybolmadığı için çift anadal adı size yapışır. 2. sınıfa şaşkın şaşkın neler olacağını bilmeden geçersiniz. Kendi bölüm derslerinizi almakla yükümlüsünüzdür ve her dönem minimum 6 maksimum 9 kredi de 2. anadalınızdan ders almanız gerekmektedir. Bu gereklilik genelde işlemez çünkü ya ders programınız uymaz ya da derslerin ön şartları vardır o yüzden de asla istediğiniz gibi bir ders programınızın olacağını hayal etmeyin. Ders programının uymuş hali de genel de şöyle olabilir sabah 9 akşam 6 (hafta içi her gün) okulun bekçilik görevini devralmış bir havada gider gelirsiniz. Çap yapmanın en sıkıntılı yanı da, o 1.sınıfta notlarla kafayı yeme durumunun çarpı 35 haline geçmesidir. Çünkü 2. anadalınızın ortalaması 2'nin altına düşerse Çap da suya düşer ya da 1.anadalınızdan gözetime girerseniz Çap yine suya doğru yol alır. Bu nedenle her an tetikte ve çalışır durumda olmak gerekmektedir. Birkaç tane daha olumsuz gibi görünen şeyler sıraladıktan sonra iyilerine geçeceğim korkmayın. Arkadaşlarınız arasında çok da sevilebileceğinizi düşünmeyin +1 durumu olabilir zira gerçekten sizin adınıza başardıklarınızı takdir edenlerde yok değildir. Bir de gerçekten çok yorucudur, zaman zaman bunaltır Çap yapmak sürekli bir meşguliyettir aslında, ama başarmanın ve yola devam etmenin mutluluğu da çok ayrı yaşanır (bakınız iyi olan şeylere geçtim bile). Okuldakilerle konuşurken söylediğinizde ya 'aaaalar ya da oooolarla' karşılaşırsınız şaşırmış ve tebrik etmiş bir ifade olduğunu düşünmekteyim. Dışardan birileriyle tanıştığınızda size bölümünüz ne diye sorduğunda güzeldir, takdir toparlarsınız 'ay ne zeki çocuk 2 bölüm birden bitirecek' izlenimi oluşur ki ben buna zekilik değil azim ve hırs diyorum, başarmak ve mutlu olmak diyorum. Ailenize de sorulduğunda bizim çocuk da iki bölüm de okuyor diye hava atma şansı verirsiniz:). Kendinizi programlamayı öğrenirsiniz çalışmak konusunda (öğrenememe ihtimaliniz de göz önünde dursun) ama en önemlisi ilerde mezun olduğunuz da kendinizi 2 diplomayla bulursunuz. Seçilme değil seçme hakkınız olabilir ikisinden birini yapmak konusunda ya da ikisini birden idare etmek konusunda (inşallah öyle olacağını düşüyorum) olmazsa da canımız sağ olsun demeyi bilip, çerçeveletip ilerde çoluk çocuğa göstermek suretiyle saklanır. Burada da bir psikopatlık yatmaktadır aslında boynuz kulağı geçerden yola çıkarsak çocukcağız 3 bölüm birden bitirmelidir, akla zarardır.
Velhasıl Çap yapmak ya da bölüm değiştirmek konusu uzar da gider ama ne olursa olsun kişinin ÖSS'de yapamadığını, talihsizlik, şanssızlık, yeteri kadar çok odaklanamamak ya da çalışamamak, yanlış tercihler gibi nedenlerden dolayı olabilir bunlar, üniversiteye geldiğinde başarması, çok da güzel bir duygudur. Hedeflere her zaman ulaşılabileceğini kendimize kanıtlamış oluruz (istersek olumsuz gibi görünen şeyleri ve kendimize cehennem ettiğimiz ÖSS sonrası yaz tatilini).
http://www.taskisla.net/oso_b_28.html
össye hazırlanıyorum ve itü mimarlığı istiyorum. ama puan kesinle ona yetmez itü peyzaja gitsem mimarlığa geçme şanşım nedir?çap yapmak için ortalama tutturmak gerçekten zormu?ve çap yaparken bazı dersleri yaz okuundamı vericez?yada okulu 1 sene uzatabiliyozmu?
YanıtlaSilBütün sorularının cevaplarını zaten bu yazının sana veriyor olması lazım.
YanıtlaSil