12 Mayıs 2010 Çarşamba

Orada Bir Şantiye



Toz topraktan, mekanik gürültüden başka bir şey değilmiş gibi dursa da içinde olmanın verdiği ayrı bir haz var bunu anlatmak lazım.


Önce fikirlerle başlayan sonra tasarımın içine katıldığı, uzun uğraşlar sonunda kâğıda kaleme milyon tane emekle aktarılan çizimlerin son aşaması olarak yorumlanabilir şantiye… Sıfırdan üretmek, aşama aşama gelişimine, yükselişine tanık olmak aslında.


Bir senaryosu olan, kendisiyle birlikte bir toplumun içinde yaşayan insanları da içine alan hatta ve hatta çevresindeki yerleşimi yaşantıyı etkileyecek olan bir filmin girişi sadece bir şantiyenin başlangıcı…


Uzun soluklu bir proje; arka sahnesinde görünmeyen, adı geçmeyen insan emekleriyle ayağa kaldırılan bir arazi parçası ve çalışan üreten sayısız kafa. Kâğıttan görünene geçişte; betonuyla, kolonuyla, kirişiyle, döşemesiyle, bitmek bilmeyen malzemelerin bir araya getirilişi…


Ora’da olmak; bir yaşantıya tanıklık etmek, parçanın bütüne yaklaşmasında ufak bir tuğlayı bile yerine koymanın tadını yaşıyorum ve ben bu tadı çok seviyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Hayal kırıklığı mıdır üniversite?

Yani bütün o ortaokul, lise hayatından sonra daha mı iyidir, iyi olduğu düşünülmeli midir? O kocaman grup dağılıp ayrı a...